Avrupa’da örneği yok… TMSF neden el koyuyor: Kimler geldi kimler geçti

TMSF bankacılık sistemini güvence altına almak için 1983 yılında kuruldu. 1994 krizinde ise birden daha yetkili oldu. Banka batışları ile birlikte TMSF bankaları idare etmeye başladı. Sonra işin içine medya girdi. TMSF onlara da el koyup, yönetim sonra satış işleri ile uğraşmaya başladı. Bu “geniş yetkisi” hep eleştiri konusu oldu. Son zamanlarda yine “kayyum” atanan iki televizyon kuruluşu dikkatleri çekti.

Biri Flash TV… Hikayesi hani tam da “roman olur” dediklerinden. 1992 yılında kuruldu. Göktuğ ailesinindi. Ömer Göktuğ 2022 yılında vefat etti. Yüzde elli hissesi vardı. Kardeş Mehmet Emin Göktuğ ile Ömer Bey’in tarafı arasında anlaşmazlıklar çıktı. Flash TV lisans süresi dolunca kapatıldı. Ömer Bey’in kızları Eser Göktuğ Okan ve Özge Göktuğ Güleç, Flash Haber TV kanalını açtılar. Muhalif bir kanal oldu. Nisan 2022 ile Ocak 2025 yılı arasında böyle gitti kanal. Sonra sular durulmadı. Bir de tabii işin “muhalif kanal olma” durumu da vardı. 16 Mart 2025’de mahkeme kararıyla şirket kayyum heyetine devredildi. Bundan sonrası daha bir kara mizah…

KAYYUM ATADIĞINI GÖREVDEN ALDI

İktidarın bir kanalı daha olmuştu bu durumda. İş adamı Erhan Kork’a geçti kanal. Kanal, iktidara yakın isimlerden oluşan bir ekip ile çalışmaya başladı. Ersoy Dede en çarpıcı isimlerdendi. Ama birden beklenmedik bir durum oldu. Erhan Kork, yasa dışı bahis soruşturması sonucu gözaltına alındı, sonrasında tutuklandı. TMSF yönetime el koydu. Devletin el koyduğu kanala devlet bir kere daha el koymuş oldu. Başına yine iktidara yakın İbrahim Paşalı getirildi. Paşalı özel radyo günlerinin unutulmaz isimlerindendir. Şahsen ben de dinlerdim ve de yazmışlığım vardır. Marmara FM’de ‘Gece Yürüyüşü’ 15 yıl sürdü. “Muhafazakar demokrat” tanımına pek bir uyduğu kanaatindeyim. Gelinen son durum TMSF 17 Eylül’de satacak. İstediği para 84 milyon. Muhtemel bu fiyata gitmez, daha alta düşer. Ve yine iktidara yakın iş insanı ya da grup alır.

2026’DA SATIŞA ÇIKAR

İkinci TMSF Vakası Ekotürk; Sahibi bir Zamanlar TMSF’nin atadığı bir isimdi. Ekotürk bu sektörün bildiği bir isim tarafından kuruldu; Cengiz Özdemir. İlginçtir kendisi bir zamanlar Star Medya Grup Başkanlığı yapmıştı. Uzan Grubu’na 2004’te TMSF el koydu. 2004–2007 arasında Star Medya Grubu TMSF’nin elindeydi. TMSF “geçici yönetici” olarak Gazeteci-Yazar Cengiz Özdemir’i Star Medya Grubu Yönetim Kurulu Başkanı olarak görevlendirmişti. Şimdi kendi kurduğu kanal, TMSF’nin elinde. Ekonomi kanalı iş dünyasının dikkatini çekti. E paraya da ihtiyaç vardı. Papara, finansal teknoloji şirketiydi. Kanalın bir yerde nakit kapısı oldu. Yüzde 70 hisseler onlardaydı. Papara’ya yönelik kara para aklama, yasadışı bahis ve örgüt kurmakla ilgili bir finansal soruşturma, sonuçta Ekotürk’ün de sonu oldu. 2026’da satışa çıkar. Muhtemel iktidara yakın bir isme düşük bir bedelle de satılır…

TMSF’NİN TELEVİZYON TARİHİ

Yeni dönemdeki durumlar böyle. TMSF’nin en sevdiği sektör televizyon oldu. El koyduğu kanalları yönetmekten büyük keyif aldı. Popüler işlerdi. Özel televizyon dünyası bir hızla işe koyuldu. Patronlar bankaları, holdingleri ile bu keyifli dünyanın tadını 2000’lerin ilk yarısına kadar sürdürdü. Sonra “Gelsin TMSF” oldu. Star TV Uzan’lardan 2005’te Doğan Grubuna, Show TV Erol Aksoy’dan, önce Çukurova Holding’e, oradan da Ciner Grubuna geçti (Şimdi yine el değiştirdi Can Holding son sahibi). Atv de öyle. Dinç Bilgin 2000’e kadar dayandı. Sonra finansal kriz (!) TMSF el koydu. 2007 yılında iktidarın yörüngesine girdi. Bir, Kanal D dışında kaldı. Onun hikayesi daha başkaydı.

TMSF NEDEN ELEŞTİRİLDİ

TMSF’nin televizyon kanallarına (ve genel olarak medya şirketlerine) el koymaları Türkiye’de sıkça tartışıldı ve eleştirildi. Eleştirilerin tonu ve kaynağı, döneme ve hangi kanala el konulduğuna göre farklılık gösterdi. Mesela Uzan Grubu’nun İmar Bankası ve ÇEAŞ/Kepez borçları ile ilgili alınan karar haklı görüldü. Devlete olan borçtu. Star TV tarafı için ise “Siyasi iktidarın istediği yayını yapacağı iddiası ile bu el koyma eleştirildi. Kanaltürk olayı ilginçti. Tuncay Özkan’ın kanalıydı. Mesela Kılıçdaroğlu’nun popüler olması bu kanaldaki “yolsuzluk” dosyaları anlatmasıydı. Tuncay Mollaveisoğlu’nun Sansürsüz programında bu dosyaları anlatırdı. Kanal 2008 yılında ekonomik dar boğaza girdi. Tartışması hala devam eden bir satış oldu. Koza İpek aldı. O zamanlar iktidar yanlısıydı. Makbuldu. Sonra FETÖ’cü olduğu anlaşıldı! TMSF el koydu. Kısa hikaye aslında bir Türkiye televizyon halinin de göstergesiydi. Çukurova Holding ayrı bir hikaye. Holdingler televizyon sektörünü çok sevdiler. Hem kendi reklamları için, hem de popüler dünya cazip geliyordu. Bankalara ödenemeyen borçlar durumu Çukurova için de geçirli oldu. Show TV TMSF’ye geçti. Devlet, ülkenin en önemli özel televizyonuna el koymuştu. Bu durum da eleştirildi. Nitekim satış süreçleri de bu anlamda “Biz demiştik” diyenleri bir ölçüde haklı çıkardı.

TMSF’NİN ÖRNEĞİ YOK

Türkiye’deki TMSF modeli (devlet fonunun onlarca özel TV kanalına el koyup sonra bunları ihale ile satması) Avrupa’da neredeyse örneği yok. Şöyle bir bakalım. Almanya, Fransa vs…yani Batı Avrupa’da. Bu ülkelerde devletin özel televizyonlara el koyması gibi bir durum yoktur. Oldu ki mali bir kriz var, mahkeme devreye girer. Konkordato süreci başlar. Sürecin sonucunda sorunlu kanal, piyasadaki bir başka özel gruba satılır. Örnekleri oldu. ngiliz Channel 5 kanalı reklam gelirlerindeki düşüklük nedeni ile zora girdi. İki defa el değiştirdi. Bir türlü kendine gelemedi. Alman ProSieben Sat 1 borç krizinde düştü. 2003 ve 2007 yıllarında iki satış gördü.

Fransa’da ilginç bir durum yaşandı. TF1 – M6 ekonomik sorunlar nedeni ile birleşmek istedi. Girişim reddedildi. İtalya’da La 7 kanalı hep zarar etti. 2013 yılında İtalyan bir medya kuruluşu satın aldı. Berlusconi’nin Mediaset’i mesela. 2000’lerin sonunda borçlar tavan yaptı. İspanyol Telecinco ile ortaklık aradı, 2021’de MediaForEurope çatısı altında yeniden yapılandırıldı. İspanya’da iki kanal ekonomik şartlara dayanamadı… Cuatro, 2000’lerin sonunda borç krizine girdi. 2010’da kanal, Mediaset España’ya satıldı. La Sexta aynı şekilde 2012 yılında iflas bayrağını çekti, Atresmedia tarafından devralındı.

DOĞU AVRUPA’DA; EL KOYMA YOK, SİYASİ BASKI VAR

İki çarpıcı örneği var bu coğrafyanın;

Macaristan (Orbán dönemi): Muhalif medya üzerindeki siyasi baskılar sonucunda kanallar hükümete yakın iş insanlarına satılmak zorunda kaldı. Bir nevi “Gizli TMSF” diyelim. Polonya’daki yöntem “sana kamu fonu vereyim sen bu kanalı satın al” şeklinde oldu. Buna en çarpıcı örnek, ülkenin en büyük televizyon kanalı olan TV2’nin hikayesi. 2015 yılında Orban’a yakın ünlü film yönetmeni Andrew Vajna kanalı satın aldı. Yayın politikası tabii ki değişti. Hatırlatalım Vajna öldükten sonra yine Orban’a yakın bankacı Jozsef Vida işin başına geçti. Orban mesela RTL ile çok uğraştı. “Yerli alsın” diye diretti. Ama olmadı.

POLONYA İLGİNÇ ÖRNEK; KİME BENZİYOR

Polonya’da farklı yöntemler uygulanmış mesela… Kamu televizyonu TVP (Telewizja Polska) 2016’da PiS (Hukuk ve Adalet Partisi) hükümet yeni yasa ile kanalı iktidarın kontrolüne aldı. Özel televizyon TVN. Discovery/Warner Bros grubuna aitti. Yabancıların ülkedeki medyadaki paylarının yüzde 49 ile sınırlanma zorunluluğu getirildi. Karşısında ABD vardı, iktidarın gücü yetmedi.

YUNANİSTAN’DA DEVLET DEVRE DIŞI

2010’larda ekonomik kriz döneminde bazı özel kanallar (Mega Channel gibi) borç batağına girip kapanma noktasına geldi. Devlet el koymadı, işi banka ve yatırımcılara bıraktı.

Sina Koloğlu

Odatv.com

You May Have Missed